Astroloji Tarihi

Astroloji Tarihi Kitapları ve Güncel Akademik Çalışmaları

Astrolojinin ilk eseri

Astrolojinin geçmişi neredeyse uygarlıklar kadar eski olduğu için bu konu hakkında oldukça fazla çalışmalar yapılmıştır. Astrolojinin ilk eseri Yunan uygarlığından çıkmıştır. Klaudios Ptolemaios tarafından yazılan Tetrabiblos MS 2. YY’da yazılmıştır.

Toplamda 4 kitaptan oluşan ve “Astrolojinin İncili” olarak kabul gören eser içinde astrolojiye dair temel bilgiler barındırmaktadır.

Astroloji Tarihi

Ortadoğu coğrafyasında en önemli eser ise Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın ikinci eseri olan Maarifetname bir ansiklopedi özelliği taşımaktadır. Mukaddimesinde yani önsözünde kitaba dair şunları söyler:

Kur'an âyetleri ve Peygamber hadislerinin bildirdiği şekilde itimat ve itikat olunacak dinî hususlara ve kesinlikle ihtiyaç ola İslâm bilginlerinin görüşlerine göre; Arş'ın yaratılışının tertibini, Kürs'ü, Cennetleri, gökleri, yerleri, denizleri, ışıkları, kıyamet alâmetlerini, kıyametin hal ve durumlarını, cihanın harap oluşunu ve yokoluşunu, Rahman'a kavuşma âleminin (Ahiretin) ebediliğini dört bölümle tafsil eder.

Ünlü İslam düşünürü İbn-i Arabi de “Saatlerin Hazinesi” isimli eserinde kitabın konusunu şu şekilde açıklar;

Yedi feleğin Kainattaki Hükmü, Semavi Burcların Adları ve bunlar hakkında bilgiler, ay menzilleri hakkında tamamlayıcı bilgilerle, Efendimiz Davud oğlu Süleyman Peygamberin kuşku ve korkusu, yedi kevkebin koku ve dumanları ve bir
çok faydalı ve Mübarek Bilgileri kapsar

Bu açıklamadan sonra da bir hadisi şerif ekleyerek anlatacağı bilgilerin İslam düşüncesi ile ters düşmediğini aksine desteklediğini kanıtlamak ister.

İlm-i Nücum

Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşayan Nev’i Efendi de “İlimlerin Özü Netâyic El-Fünûn” adlı eserinde, devrinin çeşitli ilim ve fenleri hakkında özet sayılabilecek bilgiler verir. Aynı zamanda ansiklopedi özelliği de taşıyan bu eser de “İlm-i Nücum” adında ayrı bir bölüm bulunur. Eserin giriş bölümünde bu eseri neden yazdığına dair bir açıklama, Abdurrahman Bestâmî’nin el-Fevaihu’l-miskiyye (fi-bahri’l-vukûf) ve Gazzâlî’inin Mevzûâtül-ulûm adlı iki eserden söz etmektedir.

“İlm-i Nücum” yani “Yıldız İlmi” anlamına gelen bu bölümde 7 felekten, Ay ve Güneş’in hareketlerinden, burçlardan ve gezegenlerin burçlardaki seyahatlerinden söz eder. Müzahi Kılıç ““Netâyic El-Fünûn” Adlı Yazma Eserde “İlm-İ Nücûm” Bölümünün Değerlendirilmesi” makale ile bu bölüm üzerine çalışmıştır.

Osmanlı Şiirinde “felek” ve “seyyare” terimleri sıkça geçmektedir. Felek bilinen kader anlamı dışında yıldız anlamı taşımaktadır. Seyyare ise gezegen demektir. Ahmet Atilla Şentürk “Osmanlı Edebiyatında Felekler, Seyyareler ve Sabiteler (Sabit Burçlar” adı makalesinde bu konu üzerinde en geniş çalışmayı yapmıştır. Ayrıca Şentürk’ün bu makalesi Eski Türk Edebiyatı sahasında başta astroloji olmak üzere birçok konuda rehber niteliği taşımaktadır.

Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde “Metinler Şerhi” dersi veren aynı zamanda yazar ve şair Namık Kemal’in oğlu olan Ali Ekrem Bolayır’ın ders notlarından oluşan “Metin Şerhine Giriş” eserinde “Klasik şiiri (Divan Şiiri) anlayabilmek için ilm-i nücum bilmek gerekir” şeklinde bir açıklaması bulunur.

Klasik şiiri (Divan Şiiri) anlayabilmek için ilm-i nücum bilmek gerekir

Bu açıklamada bize, söz konusu ilmin ne kadar önemli olduğunu ve kültürün bir parçası olduğunu kanıtlamaktadır. Edebiyat sahasında yapılmış bir diğer çalışma da Prof. Dr. Sebahat Deniz’e ait olan “Klasik Türk Şiirinde “Devr-i Kamer” Anlayışı” makalesidir. Devr-i Kamer, “Ay Devri” anlamına gelir. Tasavvuf Felsefesinde de yer alan İslam astrolojisinin de bir konusu olan “Devr-i Kamer”i Klasik Türk Şiirinde incelemiş ve şairlerin bu felsefeyi nasıl taşıdığını ortaya koymuştur.

Bilim Tarihi Profesörü olan Ekmeleddin İhsanoğlu, astroloji konusunu
astronomi ile birlikte incelemiştir. Bu konuda yaptığı en önemli çalışma “Osmanlı
Astronomi Literatürü Tarihi”dir. Aslen bir derleme olan bu çalışma Osmanlı’nın
hakim olduğu zamanlar boyunca meydana getirilen astronomi çalışmalarını bir araya
getirilmiştir.

Tarih perspektifinden değerlendirilen çalışmalardan önemli iki çalışma Salim Aydüz tarafından kaleme alınmıştır. ”Osmanlı Astronomi Müesseseleri” makalesinde Osmanlı’da astronomi çalışmalarını kimin yürüttüğünü, görevlerini ortaya koymuş ve Osmanlı’daki rasathaneleri sıralamıştır.

Astroloji ile doğrudan ilgili ve astrolog konumunun Osmanlı’daki karşılığı olan müneccimlik konusunu “Osmanlı Devleti’nde Müneccimbaşılık” çalışmasında detaylıca açıklamıştır. Prof. Dr. Yekta Saraç’ın günümüz harflerine kazandırdığı, aslen Bursalı Mehmed Tahir’e ait olan “Osmanlı Müellifleri” eserde Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine ait bütün yazarların isimleri ve eserleri yer almaktadır.

Canan Uğur ise “Yıldızı Düşük İmparatorluklar: Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları’nda Astrolojinin Kültürler Arası İncelemesi” tezinde Bizans ve Osmanlı İmparatorlukları’nda astrolojinin kültürel olarak nasıl konumlandığını araştırmıştır ve karşılaştırmaya gitmiştir.

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlendi *